26 Haziran 2008

SEHPA ÖRTÜSÜ

Sizlere netten buduğum güzel şık bir sehpa örtüsü

SAÇ SORUNLARI

SAÇLARDA PARLAKLIK KAYBI Saç, gün boyu, kireç, sigara dumanı, yağmur ve hava kirliliği yüzünden tozlanıp kirlenir. Bir de bunlara uzun süreli güneşlenme, sıcak kurutma, perma ve boya gibi etkenler eklenince saçın yapısında değişiklikler oluşmaya başlar. Su ve saçın koruyucu doğal yağ tabakası yetersizleşir. Korunma sız kalan saç parlaklığını kaybeder ve donuklaşır. Saçınıza eski parlaklığını kazandırmak, ışığı daha iyi yansıtmasını sağlamak için özel bir program uygulamanız gerekir. Ne yapmalı? Öncelikle, saçınızı gün boyu birikmiş kirden arındırmak için köklerden uçlara doğru iyice fırçalayın. Daha sonra, saç tipinize uygun bir şampuanla yıkayın. Böylece saçınızdaki kireç ve kirlilik yok olacak, saç telleriniz kayganlaşacak, saçınız parlamaya başlayacaktır. Şampuandan sonra saç telleriniz parmaklarınızın arasında gıcırdayana dek ılık su ile durulayın. Durulamanın sonunda, saçınıza soğuk su tutun. Soğuk su, saç tellerinize canlılık ve dirilik verecektir. Saçınızı derinlemesine tazelemek ve parlaklığına kavuşturmak için haftada bir kez parlaklık verici özel bir maske uygulayın. Daha parlak bir görünüm istiyorsanız, saçınızı kurutup şekillendirdikten sonra parlatıcı bir sprey sıkın. SAÇ DÖKÜLMESİ Eğer saçlarınız günde 80-90 telden daha fazla dökülüyorsa bu saç dökülmesi sorununuz var demektir. Saç dökülmesini önlemek ve saçlarınıza doğal bakım yaparak daha çabuk uzamasını sağlamak istiyorsanız Bir şişe veya kavonozun içine 9-10 kaşık tatlı badem yağı, 9-10 kaşık hindistan yağını 10 dakika iyice çalkalayın.Yatmadan saçlarınızın diplerine masaj yaparak sürün ve saçlarınızızı bir tülbent veya havlu ile sarın. Sabah katranlı sabun ve ılık su ile yıkayın. Bir şişe veya kavonozun içine 2 çorba kaşığı karbonat, 2 çorba kaşığı Arap sabunu koyun. Üzerine 2 bardak sıcak su ilave edip iyice çalkalayın. 24 saat beklettikten sonra üstte biriken kısmı alıp saçlarınıza sürün ve 6 saat sonra bol su ile yıkayın. Saçlarınızın dökülmesini önlemek için 4 litre kaynar suya 1 kaşık incecik kıyılmış ısırganotu koyup yarım saat bekletin. Sonra bir tülbentten sünüp yatmadan önce saç diplerini bu su ile ovarak yıkayın. Estetik ve plastik cerrahideki son gelişmeler sayesinde artık saç dökülmesine karşı saç ekimi yapılıyor. Bu teknik sayesinde doğal yollardan yani enseden alınan saçlı derinin saç dökülmesi olan yere teker teker nakledilmesiyle yeni saçların çıkması sağlanıyor.

25 Haziran 2008

FOREX

KURLARIN TAHMİN EDİLEBİLİRLİĺİ FX Piyasasında günlük devasal para hacimleri bu piyasayı tahmin edilebilir bir özelliğe kavuşturmuştur. Anlaşılacağı gibi kurun değişmesini tahmin edebilirseniz ucuza alıp pahalıya satabilirsiniz ve böylece para kazanabilirsiniz. Kurun değişmesinin sadece iki olasılığı vardır: yukarı ya da aşağı. Bu da ihtimalleri 50/50 yapar. Fakat gerçekte yüzde 50 şansınız olmasına rağmen herşeyi sadece şansınıza bırakırsanız kumar oynamış sayılırsınız ve kaybedebilirsiniz. Peki fiyat tahmin edilebilir mi? Bu piyasa tahmin edilebilir mi? Forex piyasasının hacimleri öyle büyüktür ki hiç bir kişi ona etken olamaz. Mesela George Soros'un varlığı 20-30 milyar dolar civarındadır. Tüm parasını Forex'te manüplasyon amaçlı kullandığını düşünseniz bile fiyatlar değişebilir ama uzun süreliğine ve çok fark yaratacak kadar değil. Böylece insanlar tarafından yaratılan bu piyasa insanların kontrolünden çıkmış bulunmaktadır. Bu piyasaya bir ülke sadece merkez bankası ile etki edebilir. Buna da müdahale denir. Müdahaleler çok nadir olmaktadırlar ve genel olarak çok önceden bilinirler. * Uluslararası döviz piyasası FOREX'in tam tanımını verirsek, FOREX (Foreign Exchange Market) döviz alım ve satım işlemlerinden ve belli kurallar (miktar, parite fiyatı, faiz oranı) çerçevesinde verilen kredi işlemlerinden oluşmaktadır. Kredinin sağlanma tarihi her zaman bellidir. * Döviz dünyada en yaygın kullanılan ticari araçlardan biridir. Yerel döviz bürolarından dünya bankalarına kadar herkes döviz ticaretinden kar sağlamaktadır. Bu yaygınlık piyasanın büyümesine (1,5-3 trilyon dolar günlük işlem hacmiyle) neden olmuştur. FOREX'te yapılan işlemlerin %80'inden fazlası döviz parite fiyatlarının zaman içinde oluşan farkından yararlanıp kar etme amaçlıdır, yani spekülatif işlemlerdir(Bu piyasada veya herhangi başka bir piyasada spekülasyon yapan herkes spekülatördür, spekülasyon yapmak demek, tahmin yapmak demektir. Manüplasyon ile karıştırılmamalıdır.) * FOREX piyasasının çalışma mekanizmasını bilen kişi onun klasik makroekonomi kitaplarında anlatılan modellerden farklı olduğunu da bilir. Klasik modellere göre arz ve talep parite fiyatlarını dengeli bir şekilde belirler. Realitede diğer tüm finans piyasaları gibi FOREX piyasası da arz talep dengesı üzerine kuruludur. * Güçlü ekonomilere sahip devletlerin döviz paritelerini ve döviz kurlarını kontrol etme politikasından vazgeçtiklerinde (bu politika büyüyen dünya ekonomisinde istenen sonuçları getirmemeye başladı) piyasa profesyonel trader akımına uğramıştı. Bu akım döviz parite fiyatlarının daha fazla oynamalarına yol açtı. * FOREX piyasa katılımcılarının her zaman her döviz paritesinin grafiksel hareket özelliklerini bilmeleri gerekir. Döviz fiyatı grafiği belli bir noktaya ulaştığında FOREX piyasası teknik olarak tahmin edilebilir duruma gelir ve dolayısıyla ciddi karlar elde etme imkanı doğar. * Son yıllarda profesyonel yatırımcılar FOREX piyasasındaki aktivitelerini ciddi anlamda yükselttiler.

FOREX

FOREX İMKANLARI VE PİYASA ÖZELLİKLERİ Dünya döviz piyasasında çalışmanın heyecanı belki bir timsah avcısının heyecanıyla karşılaştırılabilir. Finans piyasalarında çalışan herkes bunu bilir. Verdiği heyecan tatmini dışında, bu piyasada işlem yapmanın verdiği maddi tatmini de unutmamak gerekir. Elde edilen kar çok büyük olabilir. Dünyanın en büyük bankalarının tümünün, finans şirketlerinin ve gerçek kişilerin bu işle uğraşmaları da bunun bir göstergesidir. Var olan milyarderlerin %25'e yakını sermayelerini finans piyasasındaki faaliyetleriyle kurmuşlardır. George Soros'un 1992 yılındaki sterlin düşüşü sırasında kazandığı bir milyar dolar da bunun en büyük ispatıdır. Dünyanın her bir yanında milyonlarca insan sabahlarına bilgisayarlarını açarak ve piyasanın analizini yaparak başlarlar. Forex piyasasının benzersiz imkanlarını ve dönen sermayelerin büyüklüğünü kullanan bir çok trader burada çalışmayı meslek haline getirmiştir. Bu piyasalarda çalışmanın getirdiği imkanlar: * Geliriniz asla sınırlanmaz.. Herşey traderin kabiliyetine ve bilgisine bağlıdır.* Bu mesleği kategorize etmek zordur.Bu iş biraz sanatsal, biraz matematiksel, biraz da içgüdüdür. Burada asla uzun ve gereksiz toplantılar, üstlere verilen raporlar yoktur. Gelecek hafta veya ay için belirlenen iş planı da bulunmaz. Hesap durumu - işte bu buradaki plan ve rapordur.* Çalışma saatlerini traderlar kendileri belirlerler. Forex piyasası haftada 5 gün 24 saat çalışır. Traderlar finans piyasalarındaki faaliyetlerini diğer işleriyle beraber sürdürebilirler.* Piyasada herkes eşittir. Torpilliler yoktur. Günlük yapılan işlem hacimlerinin büyüklüğü (1,5-3 trilyon dolar) kişisel müdahalelere imkan vermez. Piyasa objektif kanunlara göre çalışır. Bu kuralları anlamak ve kullanmak başarının anahtarıdır.* Sonuçlar hemen görülür. Kısa bir zaman içinde bu işin kişiye uygun olup olmadığı anlaşılır.* İyi bir trader asla iş bulma problemi yaşamaz. İyi bir trader her finans kurumu için aranan çalışandır. Bu alanda uzmanlaşan insanlara her zaman ihtiyaç vardır ve olacaktır da.* Finansal araçları çok çeşitlidir. Bu dünyanın bir kısmından haberdar olan bir kişi her zaman diğerini kolaylıkla öğrenebilir. Finansal araçları sadece döviz ticareti ve hisse senetlerini alıp satmakla bitmez. Bu araçlar ithalat-ihracat yapan veya kredi kullanan şirketler tarafından fiyat ve döviz risklerinden korunmak için de kullanılır.

24 Haziran 2008

YİYEREK GÜZELLEŞİN


Küçük meyveler - en iyi kırışıklık savaşçıları:
Yabanmersini, böğürtlen, ahududu, çilek gibi küçük meyveler vitamin, mineral ve antioksidan bakımından zengin oldukları için yaşlanma sürecini geciktiriyorlar. Küçük meyveler arasındaki en önemli olanı ise kuşkusuz yaban mersini! "Yabanmersini, portakala göre üç kat fazla antioksidana sahip bir gençlik iksiridir. Aslında bir porsiyon yabanmersini; beş porsiyon havuç, elma, brokoli ya da kabağın vereceği kadar antioksidan verir" diyor ünlü bilim adamı Erica Angyal ve ekliyor, "Bir avuç çilek, vücudunuzun her gün kolajen üretimi için gereksinim duyduğu C vitamini ihtiyacım karşılar. Bir fincan çilek, önerilen günlük C vitamini alımını ise yüzde 125 oranında karşılar!" Aklınızda bulunsun: Küçük meyveler genellikle çok sayıda tarım ilacına maruz kalırlar. Bunun için mümkün olduğunca organik olanları tercih edin.
Kavun - cildin pul pul dökülmesini önler!
Kavun kolajen hasarını en aza indirerek kırışıklıklarla savaşmaya yarayan karoten içermektedir. Yoğun bir betakaroten kaynağı olan bu meyve, genellikle kol arkalarında oluşabilecek lekelere ve yüzdeki pullanmalara engel olur! Haftada en az üç kez birkaç dilim kavun tüketmelisiniz.
Brokoli - cildinizi esnek ve genç tutar!
Cildi esnek tutan brokoli; diğer bütün yiyeceklerden çok daha fazla antioksidan, A ve C vitamini içerir. Bu nedenle hol bol tüketilmesi gerekir. C vitamini cildin elastikiyetini korur ve çürükleri önler, A vitamini akne tedavisine yardımcıdır. Pişmiş bir büyük sap brokoli günlük C vitamini ihtiyacınızın 1,5 katını, A vitamini ihtiyacınızın ise yansını karsılar. Brokoli aynı zamanda B vitamini, demir, kalsiyum ve lif bakımından da zengindir. Gün aşırı bir kaç çiçek ya da bir büyük sap brokoli tüketin. Ya çiğ ya da buharda hafif pişmiş olarak...
Havuç-olağan üstü bir cilt koruyucusu!
Havuç;vücudunuzda cildi pürüzsüzleştirici A vitaminine dönüşen bir betakaroten deposudur. Betakaroten cildin kurumasını ve erken yaşlanmasını önler. Betakaroten vücudunuzun serbest radikaller karşısındaki en etkili savunma gücüdür! Betakaroten kayısı ve tatlı patates gibi diğer turuncu renkli meyve ve sebzelerde de bulunmaktadır. Tuscondaki Arizona Sağlık Araştırmaları Merkezi de görev yapan Dr. Ronald R. Watsona göre Betakaroten cilde nüfus ettiğinde 24 saatlik güneş koruması sağlıyor. Havuç aynı zamanda cilde verilen UV hasarını azaltmaya yarayan diğer karotenoidlerle de doludur ve aynı zamanda günlük A vitamini ihtiyacınızın iki katını karşılar.
Koyu yeşil yapraklı sebzeler - en iyi antioksidanlar!
"Kıvırcık lahana ıspanaktan sonra en yüksek fitonutriente sahip sebzelerden bindir. Roka, pancarın yeşil yaprakları, pazı, karalahana, hardal filizi, göbek marul, şalgam filizi ve su teresi gibi bitkiler de koyu yeşil renkli sebzelere girmektedir. Her birinin içinde çinko bulunmaktadır, İsviçrede yapılan bir araştırmada, diyetlerine çinko eklenen akne sorunu olan hastalarda üç ay içinde yüzde 85 oranında bir iyileşme görülmüş. çinko mükemmel bir cildin vazgeçilmezlerindendir, çünkü hasar gören kolajeni onarır ve yeni kolajen oluşumuna imkan verir. Koyu yeşil yapraklı sebzeler demir bakımından da zengindir ve demir, oksijenin cildinize taşınmasında görevlidir. Her gün iki ya da daha fazla kez yarım fincanlık porsiyonlar halinde ıspanak, kıvırcık lahana ya da başka koyu yeşil renkli sebze tüketin.
Sarımsak - cildinize ışıltı verir!
Sarımsağı günlük alışkanlıklarınızın içine katın; çünkü içinde hem mükemmel cilt için gerekli olan kükürt hem de serbest radikallerle savaşan fıtonutrientler vardır. Sarımsak bağışıklık sisteminizi güçlendirir, güçlü bir antibiyotiktir ve toksin arındırıcıdır. Her gün bir diş tüketin.Aklınızda bulunsun:çiğ sarımsak ağız kokusu nedeniyle sizi zora sokabilir bu nedenle yine cilt için çok faydalı olan maydanoz çiğneyin. Maydanoz içindeki klorofil sayesinde iyi bir nefes temizleyicisidir.
Maydonoz aşk cildi sıkılaştırır!
Maydanozun gençleştirme, cilt tazeliğinin ve güzelliğinin geri kazanılmasında ve korunmasında önemli bir rolü vardır. Maydanoz içerdiği çok sayıda vitamin ve mineralle cildin sıkılaşmamda ve alyuvar üretiminde önemli rol oynar! Solgun ve sağlıksız bir cilt folik asit eksikliğinin bir belirtisidir. Yarım fincan maydanoz günlük folik asit ihtiyacınızı karşılar ve hissedilir miktarda da C vitamini sağlar.
Domates - güneşe karsı bariyer görevi üstlenir!
Domates cildinize mükemmel bir UV koruması sağlar. Domatesin içinde serbest radikallerle savaşmada çok etkili olan fıtonutrient likopen vardır. likopen domatesin ve karpuzun kırmızısı, greyfurdun da pembe olmasını sağlayan pigmenttir çalışmalar gösteriyor ki, likopen betakarotene göre iki kat daha etkili bir antioksidandır. Aklınızda bulunsun:Domateslerinizi seçerken en kırmızı olanları seçin, çünkü renginin kırmızı olması betakaroten ve likopen bakımından daha zengin olduğunu göstermektedir.
Zeytinyağı - güzellik kaynağıdır!
Sıkı ve pürüzsüz bir cilt için aldığınız zeytinyağı miktarım artırın çünkü tekli doymamış yağlar ve fitonurirent antioksidan polifenollcr bakımından zengin olan zeytinyağı, günlük anti-aging cephaneliğinizin en önemli parçasıdır. 2001 yılında Journal of thc American College of Nutritonde yayınlanan bir araştırma, diyetlerin kırışıklıklar üzerindeki etkilerini incelemiş. Araştırmacılar diyetleri ve güneşe maruz kalan bölgelerde yaşayan insanların ciltlerini kıyaslamışlar ve yüksek miktarda zeytinyağı, sebze ve yeşillik tüketenlerin daha az kırışıklığa sahip olduğunu görmüşler.Aklınızda bulunsun:Her zaman için soğuk presli islenmemiş zeytinyağı almaya özen gösterin çünkü bu rafine edilmemiş en iyi kalite zeytinlerden ısıya maruz bırakılmadan üretilmiş olan zeytinyağıdır!Keten tohumu yağı -cildinizi sıkı ve yumuşak kılar!
Keten tohumu yağı ve ketentohumu cildi yumuşatmaya yarayan Omega-3 kaynağıdırlar ve aynı zamanda cildi sağlıkla besleyen karoten ve E vitamini bakamından da zengindirler. Ketentohumu yağı cildinizi sıkı ve yumuşak yapar. Ketentohumu lignan adı verilen koruyucu fıtonutrientler bakımından da zengindir ve bu da cildinizin hem genç hem de yumuşak kalmasını sağlar.Daima küçük şişelerde ve dondurulmuş olan ketentohumu yağlarını tercih edin ve şişeyi açtıktan sonra altı hafta içinde tüketmeye bakın ve asla ısıtmayın, ideal dozaj günde bir ya da iki yemek kaşığı taze çekilmiş ketentohumu ya da bir yemek kaşığı soğuk presli organik ketentohumu yağıdır.Aklınızda bulunsun:Ketentohumunun içindeki yararlı EFAlara ulaşabilmek için keten tohumlarını çekmeniz gerekmektedir. Ketentohumunu bütün olarak alın ve kahve değirmeninde çekerek tüketin.
Somon - cildinizin pürüsüz, yumuşak ve sıkı olmasını sağlar!
Balıklar özellikle de denizde tutulanlar cilt dostu, iltihaplı sivilceleri kurutmaya ve cildi nemlendirmeye yarayan Omega-3 yağ asitleri bakımından çok zengindir. Deniz somunundaki gerekli yağ asitleri kolajenlere hasar veren serbest radikallerle savaşır ve yüzdeki ince çizgilerin yok olmasını sağlar. İdeal Omega-3 yağ asidi alımı haftada yedi gramdır ve bunu da haftada iki veya üç kere balık yiyerek alabilirsiniz. Sağlıklı ve pürüzsüz bir cilt için haftada en az üç kere uskumru, somon, ton balığı ve alabalık gibi soğuk ve derin deniz balıklarını yemeye özen gösterin.
Yemişler - cildinizi içeriden nemlendirir!
Yemişler cildinizi içeriden nemlendirirler. Cildiniz için en faydalı yemişler; badem, ceviz ve soya yemişidir. Ayçiçeği ve kabak çekirdeği de aynı şekilde faydalıdır. Badem bütün yemişler içinde en besleyici olandır. Cildiniz için yararlı olan yağlan, proteini, K vitamini, kalsiyumu ve çinkoyu - kısacası cildinizin epidermisini sağlıklı kılacak her şey â#65533;#65533; içinde barındırır. Ayrıca kabuğunda, serbest radikallerle savaşmakta etkili olan çok sayıda polifenol bulunmaktadır. Cevizler ise sıkı bir cilt için gerekli olan Omega-3 yağ asitleriyle doludur. Cildinizin İçeriden nemlenmesine yardımcı olur ve sağlıklı bir ışıltı verir.Aklınızda bulunsun:Yemişlerin kalorileri yüksektir. Bu nedenle az tüketin. Ayrıca yemişlerinizi konserve, tuzlu ve paketlenmiş yemişler yerine çiğ ve tuzsuz olarak satın almaya özen gösterin.
Avokado - güzelliğinize güzellik katar!
Avokado çok güçlü bir antioksidan olan glutatyo un en iyi kaynaklarından biridir. Avokado vücudunuzu tehlikeli oksitlenmiş yağlardan arındırır ve hücre hasarına neden olabilecek serbest radikalleri etkisiz hale getirir. çoğu insan yağlı olduğu için avokadodan uzak durmaktadır, ancak a vaka dodaki yağ makul miktarda teldi doymamış yağlardandır ki bu tür yağlar da pürüzsüz ve sıkı bir cilt için gerekli olan yağlardır. İdeal dozaj haftada 1 kere avakado yemektir. Soya/tofu - cildinizi korur!
Orijinal halinde de olsa, tofu yapılmış da olsa soya fasulyesi tam bir cilt koruyucudur. Soyada yeni hücre büyümesini ve cildin nemini kazanmasını sağlayan bol miktarda E vitamini vardır. Et gibi, soya da tam bir proteindir. Ayrıca içerisinde bir miktar da cildi pürüzsüzleştirici Omega-3 yağ asidi bulunmaktadır. Haftada bir kaç porsiyon işlenmemiş ve tercihen fermente edilmemiş soya ürünü tüketin. Bir porsiyon, bir fincan soya sütü, 85 gram tofu ya da yarım fincan tepmeb veya misodur.
Siyah çikolata - serbest radikallerden korur!
Kakao serbest radikallerle savaşan antioksidanlar bakımından oldukça zengin olduğundan, siyah çikolata yararlı kabul edilir ancak çikolatadaki süt miktarı arttıkça, kakao içeriği İle birlikte kakaonun içerdiği en güçlü antioksidanların miktarı azalır. Siyah çikolatanın içerisindeki değerli içerikler vücudunuzu ve cildinizi serbest radikallerden ve iltihaplardan korur. Ancak dikkat etmeniz gereken yediğiniz siyah çikolatanın en az yüzde 70 oranında kakao içermesi. Su ile hazırlanmış bir fincan sıcak kakaonun antioksidan miktarı, kırmızı şarabın antioksidan miktarından daha fazladır.Aklınızda bulunsun:çikolatanın içerisinde azı m sanmayacak miktarda yağ bulunur. Bu nedenle siyah çikolatayı bir yiyecek olarak değil adeta bir ilaçmışçasına küçük dozlar halinde tüketmenizde fayda var. Her gün küçük bir parça siyah çikolata yeterli antioksidan desteğini sağlayacaktır.
Kuru ve taze erik - cilt kalitesini korur!
Boston Tufts Üniversitesi de yapılan son araştırmalar, kuru eriğin yaşlanma sürecini geciktirdiğini gösteriyor. Araştırma; sık yenen sebze ve meyvelerin antioksidan değerlerini ORAC Oksijen Radikali Emme Kapasitesi ölçeğini kullanarak sıralamış. Kuru erik, yüksek antioksidan değere sahip olan yaban mersini ve kuru üzümün iki katı değerle listenin başında yer almakta. Aslında kuru erik o kadar etkilidir ki, kandaki antioksidan seviyesini yüzde 25 artırır. Her gün iki tane kuru ya da taze mevsimindeyse erik yiyin. Güzel yıkayın fakat kabuğunu soymayın, çünkü kabuklar serbest radikallerle savaşan fitonutrientler bakımından çok zengindir.

LAZER EPİLASYON



LAZER EPİLASYON:


İstenmeyen tüylerden kurtulmanın en hızlı ve en sağlıklı yolu lazer epilasyondur. Lazer epilasyonda kullanılan lazer ışığının dalga boyu melanin pigmenti tarafından emilme özelliğine sahiptir. Soğutma sistemli lazer tekniği ile yapılan lazer epilasyon ile lazer ısısı cilde zarar vermeden doğrudan kıl kökünü yok eden ısıya dönüşür.Lazer Epilasyonİstemediğiniz tüylerinizden lazer epilasyon ile en hızlı ve sağlıklı olarakkurtulabilirsiniz.Lazer ışınının dalga boyu kıldaki rengi veren melanin adlı pigment tarafından emilim özelliğine sahiptir.. Hava soğutma sistemi sayesinde ısısı düşen cilde hiç zarar verilmeden doğrudan kıl kökü oluşan ısı ile yok edilir.


Lazer epilasyon uygulanmaması gereken hastalar?


Gri ve beyaz saçlı hastalar, güneşlenmiş hastalar, yakın dönemde başka türden lazer tedavisi görenler, hiperpigmentasyon ve hipopigmentasyon eğilimi olanlar , Tetracycline veya retinoidler gibi ışığa karşı hassaslaştıran ilaçlar alanlar olarak sıralanabilir. Bu ilaçların lazer epilasyon tedavisinden üç veya dört hafta önceden kesilmesi gerekir.Ayrıca, V ve VI cilt tipindeki hastalar ve Herpes hikayesi olanlarda lazer epilasyon uygulanmamalıdır. Laser epilasyon şu andaki bilgilerimize göre genel olarak güvenli bir yöntemdir.


Long Pulsed Alexandrite Lazer 755 nm:Alexandrite lazer de Ruby lazer gibi kısa dalga boylu dolayısıyla melanine duyarlılığı fazla olan bir lazer tipidir. İdeal cilt tipi acık ten koyu renk kıldır. Esmer tenlerde kullanımı kısıtlıdır, bu cilt profilinde yan etki riski ruby lazerden daha az olmakla birlikte yine de alexandrite lazerin koyu tenlilerde kullanımı önerilmemektedir.


Lazer epilasyon kimler için uygundur?


12 yaşını tamamlamış, koyu renkli tüyleri olan herkese lazer epilasyon uygulanabilir. Tüyler açık renkli yani pigmenti az ise lazer ışığını emmeyeceği için lazer epilasyondan etkilenmez.Lazer epilasyon hangi bölgeler için uygundur?Gözleri özel gözlüklerle korumak şartı ile göz kapakları hariç tüm vücut bölgelerindeki tüylere lazer epilasyon uygulanabilir.


Her seansın süresi ne kadardır?


Bu süre lazer epilasyonda kullanılan cihazların özelliklerine göre değişmekle beraber çok hızlı çalışma özelliklerine sahip cihazlarla yüz 5 - 6 dakikada, bıyık 1 - 2 dakikada, bacaklar 1 saatlik sürede yapılabilir.Tedavi sırasında ağrı hissedilir mi?Hayır, yeni teknoloji lazer epilasyon cihazları ile çok fazla bir acı hissetmezsiniz, sadece bir lastik çarpması gibi acı hissedebilirsiniz.


Lazer epilasyon tedavisi sonrasında cildimizde bir farklı görüntü ortaya çıkarmı?


Lazer epilasyon sonrasında bazen 5 - 10 dakika bazen iseyarım saat kadar süren kızarıklık olabilir. Bu geçicidir. Lazer epilasyonda soğutma sistemi olmayan eski model lazer epilasyon cihazlarında ise ışığın cildin üst tabakası olan epidermisteki melanin pigmentleri tarafından tutulmasından dolayı ciltte yanık ve sonrasında leke izi kalma ihtimali her zaman mevcuttur.Soğutma sistemli lazerde cildin ısınmasına fırsat verilmediğinden lazer epilasyonda yanık riski çok daha azalmaktadır. Aleksandrite tipi lazerler epilasyon cihazları ile kalıcı yanık izi kalması çok nadir ve kullanım hatasına bağlı bir komplikasyondur.


Tek bir seans lazer epilasyon ile tüylerden kurtulmak mümkün müdür?


Hayır, mümkün değildir çünkü kıl köklerinin hepsi uygulama anında aynı büyüme devresinde değildir. Uygulama anında olgun fazda anogen olan kılların kökleri etkilenir. İstirahatte katogen ve gerileme telogen fazlardaki kıl kökleri etkilenmez. Bunlar için ek lazer epilasyon seanslarınınuygulanması gerekir. Kılların renklerinde ve büyüme devrelerinde olan değişikliklerden ötürü lazer epilasyon seansı sayısı kişiye göre hatta aynı kişide vücudun farklı bölgelerine göre değişir.


Seansların aralıkları ne kadardır?


Lazer epilasyon Seanslarına verilen aralıklar bölgeye göre 4 ila 8 hafta arasında değişir.Lazer epilasyon arzulandığında ne yapılması gerekir?Öncelikle kişinin görülüp değerlendirilmesi, gerekiyorsa Dermatoloji uzmanı tarafından tüylenmenin nedeninin araştırılması, tahlil ve tetkiklerin yapılması gereklidir. Lazer epilasyonuygulamasına geçmeden evvel tüylerin sarartılmamış olması, cımbız veya ip gibi köke yönelik müdahalenin lazer epilasyondan önceki son 3 haftada yapılmaması şarttır.


Lazer epilasyon kıllara nasıl etki eder?


Lazer epilasyon ile kıl kökü imha edilirken hedef seçici olarak ısıtma yaparak kıl köklerindeki hücrelerin yakılarak hasara uğratılmasıdır. Kıl kökü tarafından emilen enerji ısıya dönüşerek kılın kök hücresini tekrar büyüyemeyecek şekilde tahrip eder. Milisaniyeler içinde cilde uygulanan lazer ışını, cilt hücrelerine zarar vermeden geçerek kıl kökündeki renk pigmentleri tarafından emilir. Tüm epilasyon lazerleri kıl gelişimini geciktirip kılların daha zayıf ve azalarak çıkmasını sağlarlar. Kalıcı epilasyon için ise kıl kökünün papilla denilen kıl üretici kısmının yok edilmesi gereklidir Bunu ancak bu derinliğe ulaşan aleksanrite tipi bir lazer epilasyon cihazısağlayabilir. Tedavi esnasında tüylerin büyüme aşamaları olan anajen, katojen veya telojen fazları tedavi açısından önemlidir. Lazer epilasyon uygulaması esnasında kılların farklı evrelerde olması, kalıcı ve kesin neticenin ortalama 4-6 seans sonrası alınmasının gerekçesidir. Lazer ışının uygulama süreleri ve dozları kişinin cilt tonu ve yapısal özelliklerine göre değişiklik gösterir.


Erkeklere lazer epilasyon uygulanabilir mi?


Erkeklere lazer epilasyon yaygın olarak ve başarıyla uygulanmaktadır. Uygulama yaptıranların yaklaşık 35-40 kadarı erkektir.


Lazer epilasyonun kalıcı sonuçlar vermekte midir?


Evet. Lazer epilasyon ile kökleri tahrip olan kıllar tekrar çıkmamaktadır. Amerikan FDA nın da onayladığı bu durum uzun süreli klinik lazer epilasyon çalışmaları sonucunda bilimsel olarak kanıtlanmıştır.


Lazer epilasyon uygulaması sonrası cilt nasıl olmaktadır ?


Lazer epilasyondan hemen sonra cilt üzerinde,en fazla birkaç saat içerisinde geçecek şekilde hafif bir güneş yanığına benzeyen bir yanma hissi ve kızarıklık oluşabilir.